Pages in topic: [1 2] > | Neler Okuyoruz? 投稿者: Nizamettin Yigit
|
Bakmayin oyle yazdigima, yillardir duzenli kitap okuma aliskanligimi kaybetmis durumdayim. Ne kotu. Guncel hayatin kovalamacasi, dijital dunyanin kagit uzerindeki harflere karsi yuruttugu savas modern insanin kagit uzerinden okuma oranini azaltiyor...
Basin-yayin konusunda da tecrubesi olan bir kisi olarak kagit uzerinden okumanin sonu gelecegini dusunmemekle birlikte, surekli dallanan pazarlara spesifik eserlerle spesifik hedef kitle disindaki kimseye ulasmayan bir yayincili mental... See more Bakmayin oyle yazdigima, yillardir duzenli kitap okuma aliskanligimi kaybetmis durumdayim. Ne kotu. Guncel hayatin kovalamacasi, dijital dunyanin kagit uzerindeki harflere karsi yuruttugu savas modern insanin kagit uzerinden okuma oranini azaltiyor...
Basin-yayin konusunda da tecrubesi olan bir kisi olarak kagit uzerinden okumanin sonu gelecegini dusunmemekle birlikte, surekli dallanan pazarlara spesifik eserlerle spesifik hedef kitle disindaki kimseye ulasmayan bir yayincili mentalitesine her gun biraz daha alisiyoruz.
Sonuc olarak Tercume veya okuma isiyle ugrasiyoruz veya bu network icerisinde bulunus amacimiz bu... Okudugumuz veya tercume ettigimiz kitaplar uzerinde kisa review'ler yapmaya ne dersiniz?
Saglicakla,
Nizamettin Yigit ▲ Collapse | | |
Ben bugünlerde B/F/S yayınlarının "Dün ve Bugün Çeviri" adlı yapıtını okuyorum. Ahmet Cemal yönetmenliği, Sait Maden danışmanlığındaki kitabın yayın kurulunda Selim İleri de var. Hem ülkemizdeki çevirinin tarihi, hem uluslararası çeviri örnekleri inceleniyor. Tavsiye ederim. Ayrıca, South Park dvd'leri izliyorum, forumlarımızla örtüşüyor.. | | | hâlâ yayınlanıyor mu? | Dec 6, 2004 |
Serkan Dogan wrote:
Ben bugünlerde B/F/S yayınlarının "Dün ve Bugün Çeviri" adlı yapıtını okuyorum.
Bu dergi hala yayınlanıyor mu, yoksa eski sayıları mı?
[Subject edited by staff or moderator 2005-01-13 00:12] | |
|
|
Çeviri Dizisi | Dec 7, 2004 |
Dün ve Bugün Çeviri Dizisi bir zamanlar Yazko Çeviri ile gerçekleştirilen sürecin bir sonraki aşamasıdır... Dün ve Bugün Çeviri Dizisi'nin kitaplarında tüm çeviri örnekleri (özellikle yazınsal türlerde) kaynakdil metinleriyle birlikte karşılıklı yayımlandı.. Eski Tercüme Dergisi'nin bu geleneğine yeniden dönmekteki amaç ise ilgilenenlere çeviri olayının "mutfak çalışması" hakkında fikir vermek, ve böylece çeviri eğitimine malzeme sağlamaktı.. | | | senin Local time: 23:42 トルコ語 から 英語 + ... The Secret History | Dec 11, 2004 |
Ben su an 'The secret History ' by Donna Tartt okuyorum. Tercume hakkinda degil ama valla cok ilginc bir kitap. Bence bu kitap herkes okumali. | | |
Bence bu konu da güncel bilgilerle sürdürülebilir:
Benim en son okuduğum kitaplar:
Sömürülen Atatürkçülük ve Atatürk / Asım Aslan
Rakip / Emmanuel Carrére
Zülkarneyn / İskender Türe
Ayrıca geçen gece 'Willard' adlı bir filmi izledim,
http://www.beyazperde.com/sinekritik/601
Crispin Glover oynuyor, tabi hepsini tavsiye ederim
[E... See more Bence bu konu da güncel bilgilerle sürdürülebilir:
Benim en son okuduğum kitaplar:
Sömürülen Atatürkçülük ve Atatürk / Asım Aslan
Rakip / Emmanuel Carrére
Zülkarneyn / İskender Türe
Ayrıca geçen gece 'Willard' adlı bir filmi izledim,
http://www.beyazperde.com/sinekritik/601
Crispin Glover oynuyor, tabi hepsini tavsiye ederim
[Edited at 2004-12-13 13:32] ▲ Collapse | |
|
|
Dante Kulübü | Jan 12, 2005 |
Matthew Pearl...
Aslında çok satan kitaplardan genellikle uzak dururum, özellikle de şöyle parlak kapaklı olanlarından. Bunun kapağı pek parlak değil ama gene de oğlum ısrar etmeseydi hayatta almazdım...
Ama kitap rüyalarıma bile girdi... Bazen küçük hazineler de işte böyle tesadüfen bulunuyor.
Bir başka ilginçliği de kahramanların ÇEVİRMEN olmaları, hem de yaşamış çevirmenler, Dante çevirmenleri, İlahi Komedya'yı Amerika... See more Matthew Pearl...
Aslında çok satan kitaplardan genellikle uzak dururum, özellikle de şöyle parlak kapaklı olanlarından. Bunun kapağı pek parlak değil ama gene de oğlum ısrar etmeseydi hayatta almazdım...
Ama kitap rüyalarıma bile girdi... Bazen küçük hazineler de işte böyle tesadüfen bulunuyor.
Bir başka ilginçliği de kahramanların ÇEVİRMEN olmaları, hem de yaşamış çevirmenler, Dante çevirmenleri, İlahi Komedya'yı Amerika'da ilk kez çeviren Longfellow ve arkadaşları. Dante Kulubünü kurmuşlar ve Longfellow çeviriyi yapıyor, haftada bir beş kişi toplanıp çeviri üzerinde "beyin fırtınası" yapıyorlar.
Bu olayın gerçek olup olmadığını araştırmadım, ama olay tabi sadece bu çeviri süreci değil. Yaşadıkları Boston'da birden cinayetler işlenmeye başlıyor, cinayetler de tam İlahi Komedya'da Cehennem Bölümünde anlatılan ölümlere tıpatıp benziyor.
Katil kim daha öğrenemedim, kitap henüz bitmedi. Ayrıca biraz da gizem kalsın hani...
Demek istiyorum ki, hem keyifli, hem de Dante'nin İlahi Komedyası hakkında bilgilenmek isteyenler okusun....
Bir not: İlgilenenlere Longfellow'un çevirisi Gutenberg Projesinde bulunabiliyor, kitap bitince sıra ona gelecek:)
[Edited at 2005-01-12 12:15] ▲ Collapse | | |
Tesekkurler Sevinc Hanim,
Kitabi bitirdikten sonra bir review'ini buraya atarsiniz artik. Boylece biz de ogrenebiliriz katil kim?
Saka bir yana aslinda okuma hizim yavas olsa da ben de S. Yalsizucanlarin bir romanina basladim."Gezgin".
Degisik bir konu... Ibn-i Arabi'nin hayati calisildiktan sonra, hayat hikayesi felsefi bir roman haline getirilmis. Magrib'in bu derin dusunen adami kafa bir adam aslinda...
Magrip felsefe ile hayli ugrasmis... I... See more Tesekkurler Sevinc Hanim,
Kitabi bitirdikten sonra bir review'ini buraya atarsiniz artik. Boylece biz de ogrenebiliriz katil kim?
Saka bir yana aslinda okuma hizim yavas olsa da ben de S. Yalsizucanlarin bir romanina basladim."Gezgin".
Degisik bir konu... Ibn-i Arabi'nin hayati calisildiktan sonra, hayat hikayesi felsefi bir roman haline getirilmis. Magrib'in bu derin dusunen adami kafa bir adam aslinda...
Magrip felsefe ile hayli ugrasmis... Ibn-i Haldun, Ibn-i Arabi gibi alaninda ilkleri cikarmis bir bolge... Tabi ondan feyz almayan bir kitle ile ve kultur gelisimi sozkonusu ama, orasi benim icin o kadar da onemli degil...
Bir de vakit buldukca Ingilizce Incilden bolumler okumaya calisiyorum... Tarihi bir bilgi oldugu icin buraya da geceyim... Iznik konsulu sirasinda her bolge bir seyler yazip getirmis. Bunlar buyuk ekol kilise veya manastirlar. Bunlardan bir tanesi de Philadelphia. Yeni Ahit'in sonunda Mektuplar kisminda altinci mektup Aziz John un o gunun Alasehirlilerine yazilmis bir mektup....
Konumuz bu da degil... Asil Philadelphia'nin Bugunku Alasehir oldugunu daha yakin zamanda ogrendim... O bolge insani belki daha iyi biliyor ama bazi genel bilgileri ne kadar gec ogreniyor insan. Phili nin yikik sokaklarina bakinca Midwest ile karsilastirip yav bu sehrin adi acaba nerden geliyor diye merak etmistim... Ama bakmamisim...
Gordugunuz gibi bugun 5 Nisan 1900 yilinda Joel Chandler Harris'in ogluna yazdigi mektuptaki " Fakat insanlar artik mektup yazmiyor" ifadesi kendini tamamen bulmus durumda...
Zavalli bay Harris bugun yasasaydi ne derdi acaba....
Kaptirken bu alintiyi "Letters of the Century" kitabinin ilk mektubundan aldigimi soyleyim... Yaklasik 500 mektup var bu kitapta ve gectigimiz yuzyilda yazilmis yarim milyon mektup icerisinden secilmis yaklasik 500 mektubtan olusuyor...
Baska bir zamanda begendigim bir mektubu buraya ozetlerim...
Simdilik hoscakalin,
N. Yigit
[Subject edited by staff or moderator 2005-01-13 00:12] ▲ Collapse | | |
|
|
Son okuduğum kitabın adı bu, Anneannem. Anı türünde, resimleri de kattığınızda bile 120 sayfayı bulmayan, yani bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap. Bir oturuşta bitirilecek derken, edebi teknik açısından çok başarılı olduğunu, çok iyi bir işçiliği olduğunu söyleyemem. Zaten profesyonel bir yazarın elinden de çıkmamış. Yazarı Fethiye �... See more Son okuduğum kitabın adı bu, Anneannem. Anı türünde, resimleri de kattığınızda bile 120 sayfayı bulmayan, yani bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap. Bir oturuşta bitirilecek derken, edebi teknik açısından çok başarılı olduğunu, çok iyi bir işçiliği olduğunu söyleyemem. Zaten profesyonel bir yazarın elinden de çıkmamış. Yazarı Fethiye Çetin bir hukukçu; bu kitabı, hem hayatının en ağır şoku olarak yaşadığı ifşaata ilişkin bir katharsis, hem de anneannesine, ailesine, ülkesine saygının bir gereği olarak kaleme almış olmalı. Konusunun ilginçliği -tarih, en azından benim için çok ilginç bir konudur her zaman- ve anlatımının içtenliği, dediğim gibi bir solukta okutuyor kitabı. Zaten içtenlik, en ileri düzeyde, en sofistike işçiliğin bile rekabet edemeyeceği bir güçtür anlatıda.
Fethiye Çetin'in hayatındaki büyük şok, artık çok yaşlanmış olan anneannesinin -zaten elbette bu sebeple- durup dururken bir gün ona, "Anam babam Amerika'da, bana onları bul" demesiyle ortaya çıkar. Fethiye Hanım'ın o güne dek Seher adıyla bildiği anneannesi, Heranuş adında, 1915'te daha 10 yaşındayken annesinin kucağından koparılıp alınmış bir Ermeni çocuğudur. Böylece ailesinin bir parçasının izini sürmeye koyulur Fethiye Hanım. Kendi yaşı 90'ı aşmış olan anneannenin ana babasına tabii ki artık ulaşma şansı yoktur, aslında anneannesi ölmeden hiçbirine ulaşamaz, ancak onun ölümünden sonra Agos gazetesine verdiği ilan sayesinde sonunda akrabalarını bulur, hatta Amerika'ya kadar giderek onlarla buluşur, tanışır.
Kitap beni, yukarıda da dediğim gibi edebi olarak değil, ama bunun dışında, birden çok katmanda çok etkiledi. Bir tanesi tarih tabii, tarihin bir yandan resmî (devlet tarafından) ve akademik (tarihçiler tarafından) düzeylerde, bir yandan da sıradan insanlar nezdinde nasıl kurulduğu konusuna olan merakım. Bir tanesi kendi anneannemi hatırlatması (yine Heranuş gibi tam 10 yaşında, ama onunkiyle çok farklı koşullarda, dinini değil, dilini ve yaşantısını değiştirmiş), ve hepimizin ailelerinde örnekleri olan o çok bilir, çok anlatır, her şeyi çekip çevirir kadınları. Çocukluğun nasıl mutlak bir damga oluşturduğunu. Daha önemlisi, yakınlarda çevirdiğim bir kitapta başka bir ülkede, başka bir tarih dilimine ilişkin olarak sürekli dile getirilen "tarihle yüzleşme" temasını. Ki çok zor, çok ağır, çok uzun bir süreçtir yüzleşme, bireysel düzeyde de öyledir, ve sanırım bir insan topluluğu, tarihiyle yüzleşebildiği ölçüde toplum olabilir, tıpkı insanların da tek tek, kendi tarihleriyle yüzleşebildikleri ölçüde "büyüyebilmeleri" gibi. Kitapta, artık bir Amerikan adı taşıyan Marge Teyzenin söylediği bir lafı, "Biz bir aileyiz" lafını, kafamda soru cümlesi haline getirip işte bu tema ışığında tekrar düşündüm okurken.
Ve kitaptan beni çok etkileyen bir bölüm, bir olay: Fethiye Hanım, Elazığ, Maden'den memleketlisi olan, seneler sonra İstanbul'da da sık sık görüştüğü bir arkadaşından dinler bunu. Adam, çocukluğunda bir gün kendi anneannesiyle birlikte günlere gittiğini anlatır; aynı gün içinde birden çok eve "gün"e gitmiş ve her evde aynı kurabiyeden yemişlerdir. Başka zaman hiç yemedikleri bir kurabiye. Gittikleri bütün evlerdeki kadınlar, namazında niyazında, Ramazan'da oruç tutan insanlardır. Oysa onun çocukluğunda bilmediği şey, hepsinin Ermeni kökenli oluşudur ve o "gün"e gittikleri zaman, Paskalya zamanıdır. Kadınlar, birbirleriyle haberleşerek, kararlaştırarak değil, çocukluklarında annelerinden gördükleri bir âdeti kendiliğinden yaşatarak her yıl aynı zamanda Paskalya çörekleri pişirmektedirler. Faulkner'ın ünlü Nobel konuşmasında dediği gibi, çok basit, insan yaşar, her koşulda yaşar, çünkü ruhu vardır. ▲ Collapse | | | Indian Nations | Jan 29, 2005 |
Cogu insanda vardir bu ozellike. Bir sure sonra eskiden okumus oldugunuz bir kitaba tekrar donersiniz. Bazan Ozden Hanimin son okudugu kitap hakkinda dedigi gibi sayfa sayisi az veya yaklasimi uzmanca olmayabilir. Ancak konudur sizi alip goturen.
Benim icin bu kitaplardan birisi "Indian Nations of Wisconsin". Indianlarin ordan oraya surulurken cektikleri ve varliklarin katekulli ile ellerinden nasil alindigi ve bu katekullinin mimarinin da devlet oldugu hakkinda bir kitap.
... See more Cogu insanda vardir bu ozellike. Bir sure sonra eskiden okumus oldugunuz bir kitaba tekrar donersiniz. Bazan Ozden Hanimin son okudugu kitap hakkinda dedigi gibi sayfa sayisi az veya yaklasimi uzmanca olmayabilir. Ancak konudur sizi alip goturen.
Benim icin bu kitaplardan birisi "Indian Nations of Wisconsin". Indianlarin ordan oraya surulurken cektikleri ve varliklarin katekulli ile ellerinden nasil alindigi ve bu katekullinin mimarinin da devlet oldugu hakkinda bir kitap.
Dedigim gibi konu beni zaten sardigi icin tanismak firsati da bulmustum yazarimizla. Yazarimiz kendisi de bir Indian olan Patty Loew. Univ of Wisconsin'da Hoca kendisi.Modern bir kitabevindeki imza gunune yalinayak gelmisti Patty. Ayaginin orselenmis hafifce de nasirli durumuna bakilirsa, Patty bina iclerinde nadir ayakkabi kulannan birisi.
Neyse kitapta bir kac buyuk kabileden bahsediliyor. Hepsinin de muteaddid defalar devlet ile yazili anlasmalari var. Hatta bunlardan iki dilde yazilmis olanlari da var. Olgun ve oturakli resileriyle hareket edemisler bizim kizilderililer ve adamlar yazdiklari anlasmaya uymuslar. Uymayan tek taraf var. Devlet... Yani ABD.
Siyahlardan bir hizli avukat koleleri declet islerinde koleligin kaldirildigindan sonra bile calistirdigi, ve hatta bu calismada onlari sigortalattigi, sigorta ve calisma belgelerinin Harward'da doktora yapan bir avukatin eline gecisinden sonra, o yurekli kara kizin o sirketleri, devleti ve o gunku sirketlerin bugunku uzantilarini mahkemeye vermesiyle ortalik birden nasil karistigini hatirlatip. Yazarimiza bir seminerinde " Gunun birinde siz de bir yeniden hesaplasmak icin masaya tekrar oturabileceginizi dusunuyor musunuz? " dedigimde cevabi anlamliydi.
Gonul ister tabi... Ama mumkun degil.
Bugun bile kizilderili kasabalarinin "Indian reservation area" liseyi bitirime orani %2. Yani toplumun %2 si veya altinda bir rakam lise mezunu. Bizde ise her yil liseyi bitirenlerin genel nufusa orani %2.2 ve her yil artarak gidiyor.
Bir de utanmadan tutup bizi elestirmezler mi...?
Iste gecen haftanin aksam saatlerini Kizilderili tarihine adamistim....
Ondan bir hafta once de "Macaristan tarihine iliskin bir kitaba baslamistim. Ama henuz devam edip de bitirme zamanim olmadi. Onu da baska zaman yazarim.
Saglicak;a
N. Yigit ▲ Collapse | | | | Pages in topic: [1 2] > | To report site rules violations or get help, contact a site moderator: You can also contact site staff by submitting a support request » Neler Okuyoruz? No recent translation news about トルコ. |
Protemos translation business management system | Create your account in minutes, and start working! 3-month trial for agencies, and free for freelancers!
The system lets you keep client/vendor database, with contacts and rates, manage projects and assign jobs to vendors, issue invoices, track payments, store and manage project files, generate business reports on turnover profit per client/manager etc.
More info » |
| TM-Town | Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business
Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.
More info » |
|
| | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | |